Burcu ile Medya Üzerine Bir Söyleşi
Gökmen: Merhaba Burcu, hoş geldin.
Burcu: Merhaba, hoş bulduk.
Gökmen: Bugün biraz seninle sohbet edeceğiz, kısa sohbetler serimizde Buluttan small talks’ta, Burcu kimdir? Burcu bu meteoroloji işine nereden bulaşmıştır? Biraz Burcu ne gibi hayaller kuruyor, geleceğe dair biraz onlardan bahsedeceğiz. Ama önce istiyorsan Burcu kimdirle başlayalım? Burcu kimdir hakikaten?
Burcu: Burcu genellikle Buluttan’ın kamera arkasında gözüken aslında Buluttan ekip üyelerinin tüm anılarını kaydeden kişidir. Normalde de ben, Yıldız Teknik Üniversitesi iletişim tasarımı mezunuyum. Şu anda interaktif medya tasarımı alanında yüksek lisans yapmaktayım. Buluttan’da da Medya Koordinasyonu görevini üstleniyorum.
Gökmen: Neler yapıyorsun medya koordinasyonunda mesela Buluttan’da?
Burcu: Aslında her şeyi yapıyorum diyebilirim. Tasarımdan iletişim koordinasyonuna kadar, içerik üretimi, marketing tarafı. Bunların hepsiyle ben ilgileniyorum. Tabii ekip üyeleriyle yine birlikte çalışıyorum. Öyle.
Gökmen: Harika. Peki hayatında senin meteoroloji herhalde bir vatandaş seviyesinde vardı. Bir beş sene önce gitsek ya da on sene önce gitsek. Senin kesişimin nereden, nasıl oldu?
Biraz hem Buluttan’a dahil olma sürecini hem de sonrasında meteorolojiye dair düşüncelerini, duygularını alabilirsek aslında keyifli bir içerik çıkar diye düşünüyorum oradan.
Burcu: Yani aslında evet daha öncesinde Buluttan’dan önce, meteorolojiyle ilgili hiçbir bilgim yoktu. Hatta dışarı çıkarken hava durumunu dahi kontrol etmezdim. Yağmur yağıyorsa ben hep sandalet giyerdim.
Buluttan ile bu biraz değişti. Hatta bayağı değişti diyebilirim. Çünkü meteoroloji mühendisleriyle birlikte çalışıyorum. Hem de içerik üretimi için kendim de kişisel olarak araştırmalar yapıyorum. Bu yüzden meteoroloji alanında epey bir bilgi kazandım. Tabii ki de bu alanda bir çalışma hayali ya da bir isteğim daha öncesinde yoktu.
Tamamen yani iş aradığım bir dönemde Buluttan benim karşıma çıktı. Daha önceki iş deneyimlerimde de yine sosyal medya uzmanlığı vardı. Tamamen kendi alanım olarak başvurmuştum. Güzel bir vesile oldu, artık hava durumunu kontrol ediyorum çıkmadan önce.
Gökmen: Hatta daha fazlası belki. Peki şimdi burada bir teknik kabiliyeti daha ön planda, mühendis ağırlıklı bir ekibiz biliyorsun. Yani mühendislere çok haksızlık yapılıyor. Neden Birçok durumda bir şeyin analitik tarafını matematiksel tarafını biliyor olmak demek diğer duygusal ya da içsel taraflarını bilmiyor olmak anlamına gelmez.
Bir meteoroloji mühendisi de kız arkadaşını, erkek arkadaşını alıp güzel bir yağmurda yürüyebilir değil mi? Ondan keyif alır ama şeyi merak ediyorum. Bu kadar teknik bir ekiple daha önce çalışmadım diye tahmin ediyorum, hatırlıyorum. Mühendis ağırlıklı özellikle. Bunun zorlukları var senin için hem medyada hem medya olmasa bile teknik yani bildiğimiz anlamda tekniğin biraz dışında sen olduğun için. Nasıl seni zorluyor mu? Güzellikleri nelerdir? Sana öğrettikleri, nasıl bakıyorsun mesela burada teknik ve mühendis, meteorolog ağırlıklı bir ekiple çalışmaya?
Burcu: Biraz şöyle bir zorluğu oluyor benim için. Bazen onlar kadar bildiğimi düşünüyorlar. Bir şey konuşulduğunda, bir şey anlattıklarında mavi ekran verebiliyorum. Ve onu basite indirgeyerek benim için hep anlatmaya çalışıyorlar.
Ama çoğu zaman yeterince basite inmiyor. Öyle bir zorluk yaşıyorum. Ama yani onların anlatımıyla birlikte onları dinleyerek kendi aralarındaki toplantılar olsun, projeler hakkında konuşmaları olsun, kelime bile olsa aralarında seçerek öğrendiğim çok fazla şey oluyor. Yani biraz daha benim için bir öğrenme süreci ve bunun biteceğini de düşünmüyorum.
Bir şeyi öğrendim diyelim. Bir sonraki hafta tamamen mavi ekran verdiğim başka bir konu oluyor. Ama keyifli bir öğrenme süreci oluyor benim için. Böyle bir zorluk yaşıyorum.
Gökmen: Harika, eminim. Başkaları da yani daha çok mühendis ağırlıklı geçmişi olanlar da belki seni bazı durumlarda ufak da olsa anlamakta zorlanıyordur ama çoğunlukla senin mücadele ettiğini tahmin edebiliyorum ama orada tabii zor fakat keyifli öğrenimi yüksek bir taraf. Peki ya şimdi sen epey bir zaman oldu. Buraya emek vermeye başladığından bu yana.
Zaten sosyal medyada da bunu yavaşça hızlanan bir geçiş olarak takip edebiliriz kronolojik olarak. Sen bu süreçte Buluttan’ı nasıl gördün? Yani başından beri olmasa bile epey bir yerinde vardın şu ana kadarki hikayenin. O gelişimi, bundan sonrası, bu zamana kadarı, başladığımız , olduğumuz, gideceğimiz yer. Şöyle bir senin gözünden biraz merak ediyorum. Bir de ona dokunup istersen sonra noktalayalım.
Burcu: Ben medya tarafında çalıştığım için biraz daha insanlarla sosyal olarak daha içli dışlı oluyorum.
Eren Kısmet'ten bize miras kalan serüveni devam ettirdiğimiz için Hüseyin Öztel ie birlikte. Ekip arkadaşlarımız biraz daha operasyonel tarafta yer alırken biz biraz daha insanlara dokunduğumuz bir taraftayız. Burada da şunu fark ediyorum. Zaten bizden önce de yaratılan bir şey vardı. Ve insanların aklında kalan bir şeydi bu.
O yüzden bunun bazen zorluğunu çekiyoruz. Yani onlara daha yeterli olabilmek, onların o arasında kurdukları bağı koruyabilmek. Bunun bazen zorluğunu çekiyoruz ama çok pozitif bize etkileri de oluyor. Çünkü o samimiyeti devam ettiriyorlar. Mesela çok fazla bağ kuran insan var. Yani geçen hafta konuştuğumuz oluyor mesajdan sonra şey diyorum, bize bir etkinlik sormuşlardı, düğünleri acaba nasıl gitti? Tekrar o mesajı kontrol ediyorum. Bazı böyle arkadaşlıklar, dostluklar da gelişti. Başlangıçtan itibaren böyle bir değişim yakaladık. Böyle diyebilirim.
Gökmen: Herkesin kendi hikayesi özeldir mutlaka ama bizim alışılmış startup hikayelerinden daha hüzünlü ve daha kuvvetli aslında bir hikayemiz var, geçmişimiz var. Orada gerçekten ilk başta şu an tabii o kadar vakit ayıramıyorum ben de ama sen bazen görüyorsun, bazen görmüyorsun. Birçok mesajı okuyorum. Hepsini değil, aradan seçerek.
Ben de gelenlere ve Eren'in orada yarattığı sevgi dolu bir etki alanı genişleyerek, gelişerek her geçen gün onu koruyarak her şeyden önce büyüyor. Ben de ayrıca bunun için hem Hüseyin'e hem sana teşekkür ederim. Hepimiz için kıymetli. Buradan da Eren'e bizi mutlaka enerjisel alarak bir yerden duyuyordur, görüyordur, düşünüyordur onun fiili neyse.
Ona da selamlar, sevgiler olsun. Bu yarattığımız yolculukta medyanın önemi bizim için her zaman çok öncelikli çünkü insana dokunmak, oradan beslemek, sosyal hava durumu diye başlayan yolculuğun belki kısa zamanda, birkaç yıl içerisindeki gibi bir sürede bir hava zekası, üç yüz altmış derece şirkete dönmesi, bir anlamda meteorolojik açıdan bir başarı ama bu yaptıklarımızı anlatmak, geçmişten gelen duygusal yükümüzü korumak, duygusal hikayelerimizi korumak, geliştirmek o açılardan medya çok enstrümantal. O yüzden de sana tüm emekler için hem şu ana kadarki hem bundan sonraki teşekkür ediyoruz. Ekibimizde olduğun için mutlu hissediyoruz. Bir dahaki sohbette görüşene kadar!
Burcu: Buluttan’ın sosyal medya hesaplarını burada görmüş olduğunuz isimlerle takip edebilirsiniz. Her geçen gün gelişen içeriklerimizle sizinleyiz!